Bir tuhaflık mı var, yoksa ben mi tuhafım?

Bora Yılmaz
5 min readMar 15, 2020

Gözden kaçmasın: Corona için Wuhan’da açılan 16 ek hastane kapatıldı.

Peki Wuhan’da hasta olmamış o kadar insan olmasına rağmen bu ne demek olabilir?

A) Çin Wuhan’da başlayıp 100+ ülkeye yayılan virüsün Wuhan’a dönmeyeceğine inanıyor?

B) Gelse de önemsemiyor?

C) ?

My two cents…

Wuhan 11 milyon kişilik bir şehir (2018 rakamı). Toplam hasta sayısı ~67.000. Yani hasta oranı ~%0.6. “Tüm Çin’de” ölü sayısı 3.176 (13.03 itibariyle). Tamamını Wuhan’a yazarsak (yanlış ama olsun) ölüm oranı hasta olanların %4.7’si, ama nüfusun ~%0,03’ü olur.

Çin’in nüfusu 1.437.661.871. Bu oranı tüm Çin’e uygularsak, ölü sayısının ~415.000 olması gerek. Ama Çin’deki toplam ölü sayısı 3.176 olduğuna göre toplam nüfusa göre ise sadece %0.0002. Bunu dünya nüfusuna uygulasak ~17.500 kişinin ölmesini beklemek gerekiyor.

Ölen ailenizden olduğu sürece 1 kişi bile çok. Ama her sene dünyadaki Influenza sebebi ile solunum problemleri kaynaklı ~650.000 ölüm ya da 10.000.000’luk kanser ölümleri ile karşılaştırınca rakam fazlaca ufak kalıyor.

Çin’in uyguladığı insan üstü çaba ve karantina faaliyetleri ile bu sayının çok düşük tutulduğunu, Wuhan dışına hastalığın sızmadığını söylüyor olabilirsiniz. Ama orada da şu sorulara cevap vermek gerekiyor:

Çok iyi kontrol altına alınıp, yan eve/mahalleye/şehre geçmesi durdurulan virüs kıtaları nasıl geçti? Kıtaları geçen virüs, Çin içinde neden yayılmadı ya da bu kadar tehlikeli olmasına rağmen daha fazla can almadı? Hatta şimdi hastaneler kapatılıp, hayat yeniden başlıyorsa, bugüne kadar virüs bulaşmamış sağlıklılara diğer kıtalardan geri gelip bulaşmaz mı? Ya da zaten hepsine bir şekilde bulaştı ve artık yangın bitti, toplum ilacı olmayan bu tedaviye kendi kendine bağışıklık mı kazandı?

İstatistik önemli bir bilim. Ama bazen kafa karıştırıcı sanki…

Bugüne kadar ölüm oranı olarak duyduğumuz şey hep ‘hasta olanların şu kadarı’ olarak söylendi. Ama aslında bu hasta olanların değil, semptom gösterdiği ya da şüpheli (hasta yanı, temas, seyahat, vb. sebebi ile) olduğu için test edilenlerden pozitif çıkanlar olarak düzeltmeli.

Bu gözle bakınca, hasta olan ama herhangi bir semptom göstermeyenler bu istatistiğin dışında kalıyor. O sebeple de hasta olanların sayısı çok çok daha fazla olmasına rağmen, sadece belli bir kısmı dikkate alınıyor. Arama/tarama bile her yerde ateş ölçerek (semptom aranarak) yapıldı.

Covid-19’un en önemli özelliklerinden biri, herhangi bir semptom göstermeden bu hastalığı taşıyabilmeniz. Hatta iyileşmeniz. Bunun dışında 24 güne kadarlık kuluçka süresi de sessizce yayılmasına sebep oluyor.

Covid-19’u tanımak için şu video başarılı:

Covid-19 yayılma katsayısı olarak 2–3.11 arası bir rakama sahip ki, bu da azımsanacak bir şey değil. 1 kişi ~3 kişiye bulaştırıyor. Bu kadar hızlı bulaşan, kıtalar aşan bir virüsün Wuhan’da ve hatta Çin’de hızla yayılmadığını düşünmek sanırım naiflik olur. Bazı ilginç grafikler/veriler şurada:

Çin’in çok başarılı müdahalesine rağmen konuyu beceriksizce yöneten İtalya ya da görece sağlık sistemi çok kötü/yetersiz olan ülkelerdeki istatistiklere bakınca aslında genel durum benzer görünüyor. Çin’de 1 milyona 56.2, İtalya’da 409.3 (14.03 itibariyle) hasta var. (Hasta değil: test edilip pozitif olduğu görülen)

Anlık rakamlar aşağıdaki adresten takip edilebilir ama geneli yakın, ölüm oranları da. O yüzden bu şekilde karantinanın/kontrolün/önlemin yetersiz olduğu ülkelerde bile yüksek bulaşma hızına rağmen nüfusun limitli bir bölümünde limitli vaka pozitif.

Yapılan test sayısı çok düşük olduğu için yeteri kadar pozitif insan sayısının henüz olmadığını, ya da semptom göstermeyenlerin test edilmediğini düşünmek mümkün. Ama ölümün teste ihtiyacı yok. Sayılar direk olarak istatistiğe giriyor. Ki o sayılar da görece küçük/limitli.

Bu konuda uzamanlığımın olmadığı aşikar. Zaten öyle bir iddiam da yok. Amacım, durumu benim okuduğum şekilde paylaşmak ve belki de korkunuzu bir nebze azaltmak. Ben kendim böyle yapıyorum. Elbette Corona’dan korkuyorum. Hele ki yol ortasında pat diye ölenleri görünce!

Ama bu şekilde bir bakış açısıyla kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Bu demek değil ki önlemleri bırakalım. Aksine aynen devam! Şu andaki önlemler ile dünyada bu konuyu en hafif atlatan ülkelerden bir tanesi gibi görünüyoruz. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, emeği olanlara sonsuz teşekkürler!

Ölüm oranı ne kadar düşük de olsa kendi adıma o kısa çubuğu çekmek istemem! O yüzden her türlü önlemi alıyorum, almaya çalışıyorum!

Siz de alın!

Bence şu oldu:

Yeni Coronavirus ilk kez tespit edildiğinde, SARS türevi olarak kabul edildi. Zaten bu yüzden SARS-CoV-2 dendi. 2003 yılında çıkan SARS’ın da merkezi Çin’di ve Çin’in bu konuda çok geniş bir tecrübeleri var. SARS ölüm oranı %9.6. Zaten ilk tespitlerde de Wuhan Covid-19 ölüm oranları çok yüksekti (~%20+)

Bu sebeple Çin çok ağır tedbirler aldı. Ama sonuçta (bu virüs için kesin bir tedavi, aşı ya da ilaç olmadığı da düşünülünce (ortaya konan çabayı ya da yoğun bakım desteğini yabana atmıyorum)) konu sonrasında (biraz da dünyanın bu seferlik şansına) düşük oranlarla seyretti.

Aksi durumda Çin’in en tepede yazdığım hastaneleri kapatma kararına anlam veremiyorum!

Ancak o kadar yoğun önlemler, anında ölen insan görüntüleri derken, tüm ülkeler olarak korkumuz arttı! Ülkeler çok yoğun, keskin önlemler aldılar. Medyada yanlış şekilde tanımlanan ölüm oranı ana ‘sürükleyici’ istatistik oldu.

13.03 itibariyle Çin’deki aktif vaka sayısı minimuma indi. Yukarıdaki hastane haberine ek, aşağıdaki grafik de çarpıcı.

Salgın yönetimi penceresinden Çin doğru karantina ile “flatten the curve” işini becermiş görünüyor:

Ama tüm dünya yeni yeni yanarken karantinanın kalkması, enteresan geliyor. Örneğin Apple Çin’deki iki mağazasını açma kararı veriyor. Çin’de hayat yavaş yavaş yeniden başlıyor:

Yine benzer şekilde İngiltere’nin herhangi bir genel karantina uygulamadan, şehirleri kapatmadan mücadele edeceğini açıklaması da enterasan:

Bu bir ‘komplo teorisi’ yazısı falan değil. İnanmıyorum öyle şeylere.

Dünya önemli bir konuyu test etti. Virüsü kontrol etmeyi bir seviyeye kadar becerdik, ama paniği yönetmeyi beceremedik. Virüsün biyolojik etkilerinin çok ötesine geçecek ekonomik etkilerini yaşamaya başladık!

Ben çoğumuzun virüs ile karşılaşacağımızı ama hayatımızı kaybetmeyeceğimizi, buna rağmen “hepimizin” dünyadaki finansal sıkıntılardan nasibimizi alacağımızı düşünüyorum.

Mutlaka toparlanacak, ama ne kadar yoracak kestirmek çok zor. Sakin olabilmek, sakin kalabilmek önemli.

Lütfen karşı fikirlerinizi iletin, yanlış düşündüğümü düşünüyorsanız yazın. Benim ki sadece basit bir görüş, temelden yanlış olabilir. Sizin sağlam temelli görüşlerinize geçiş yapmaya hazırım.

--

--